Çip Krizi Nasıl Çıktı?

Çip Krizi Nasıl Çıktı?

Çiplerin Otomotiv Sektöründeki Önemi

Çipler otomotiv sektörü için son derece kritik bir role sahip. Modern araçlar artık yalnızca mekanik sistemlerden oluşmuyor, elektronik ve yazılım bileşenleri de büyük önem taşıyor. Çipler, araçların performansından güvenliğine, enerji verimliliğinden sürüş deneyimine kadar pek çok alanda belirleyici bir etkiye sahip. Örneğin, motor kontrol üniteleri, sürücü destek sistemleri, otonom sürüş teknolojileri ve eğlence sistemleri gibi birçok fonksiyon çipler sayesinde çalışıyor. Elektrikli ve hibrit araçlarda batarya yönetim sistemleri de yine çipler üzerinden kontrol ediliyor.

 

Son yıllarda yaşanan çip kıtlığı, otomotiv üretimini ciddi şekilde etkiledi ve sektörün bu bileşenlere ne kadar bağımlı olduğunu gösterdi. Çipler olmadan, araç üretiminde ciddi aksamalar yaşanabiliyor. Bu nedenle otomotiv şirketleri, tedarik zincirlerini güçlendirmek ve çip teknolojilerine yatırım yapmak için stratejik adımlar atıyor.

 

Çip krizi, bir dizi faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıktı ve beklenenden uzun sürmesinin de çeşitli sebepleri var. Krizin temelinde, COVID-19 pandemisinin küresel tedarik zincirlerinde yarattığı şok etkisi yatıyor. Pandemi başlangıcında birçok otomotiv üreticisi, talep düşecek endişesiyle çip siparişlerini iptal etti veya erteledi. Ancak beklenenin aksine, özellikle evden çalışma ve uzaktan eğitim nedeniyle elektronik cihazlara talep patladı. Çip üreticileri, kapasitelerini bu sektörlere kaydırdı. Otomotiv sektöründen gelen talep toparlanınca, çip tedarikinde büyük bir darboğaz oluştu.

 

Krizin uzun sürmesinin en önemli nedeni, çip üretiminin son derece karmaşık ve zaman alıcı bir süreç olması. Yeni bir fabrikanın kurulması ve üretime geçmesi yıllar alabiliyor. Ayrıca, otomotiv sektörü genellikle eski nesil çipleri kullandığı için, üreticiler bu talepleri karşılamak için ek kapasite ayırmakta zorlandı. Diğer yandan, ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimleri ve Tayvan gibi önemli çip üreticisi ülkelerdeki jeopolitik belirsizlikler de tedarik zincirini olumsuz etkiledi.

 

Doğal afetler de krizi derinleştirdi. Örneğin, 2021'de Tayvan'da yaşanan kuraklık ve Japonya'da bir çip fabrikasının yangında kapanması, üretimi daha da sekteye uğrattı. Otomotiv sektörü, çiplere olan bağımlılığını hafife almıştı ve alternatif tedarikçi bulmakta zorlandı. Tüm bu faktörler bir araya gelince, çip krizi aylarca devam etti ve bazı otomobil üreticileri üretim hatlarını durdurmak zorunda kaldı. Kriz, sektörün tedarik zinciri stratejilerini yeniden gözden geçirmesine neden oldu.

 

Çip krizinin ardından hem otomotiv devleri hem de yarı iletken üreticileri stratejilerini kökten değiştirdi. Otomotiv şirketleri, tedarik zincirlerini çeşitlendirmek için doğrudan çip üreticileriyle uzun vadeli anlaşmalar yapmaya başladı. Örneğin, Volkswagen, Qualcomm ve STMicroelectronics ile; BMW ise Qualcomm ve INOVA Semiconductors ile iş birlikleri kurdu. Ayrıca bazı otomotiv üreticileri, kendi çiplerini tasarlamak için yatırımlar yapıyor.

 

Çip üreticileri de otomotiv sektörünün ihtiyaçlarını daha iyi karşılamak adına büyük yatırımlar açıkladı. TSMC, ABD’nin teşviğiyle Arizona'da 40 milyar dolarlık yeni fabrika yatırımı yaparken, Intel de Avrupa ve ABD'de mega fabrikalar kuruyor. Avrupa Birliği, Çip Yasası ile yerel yarı iletken üretimini artırmayı hedefliyor.

Ancak, çip üretimi son derece karmaşık ve pahalı bir süreç olduğu için kısa vadede arz-talep dengesizliği tamamen çözülmüş değil. Elektrikli araçların yaygınlaşması ve otonom sürüş teknolojilerinin gelişmesi, çip ihtiyacını daha da artıracak. Ayrıca, Tayvan gibi kritik üretim merkezlerindeki jeopolitik riskler veya başka bir küresel kriz, tedarik zincirini yeniden sekteye uğratabilir.

 

Kısacası, kısa vadede büyük bir çip krizi beklenmiyor ancak sektör hâlâ kırılganlıklara sahip. Otomotiv şirketleri artık daha hazırlıklı olsa da tamamen risksiz değil. Gelecekte daha lokalize ve esnek tedarik zincirleri, krizin tekrarını önlemede kilit rol oynayacak.

 

Aracın elektrikli, otonom veya hidrojen yakıt hücreli olması, içerdiği çip sayısını ve çeşidini önemli ölçüde etkiliyor. Geleneksel bir benzinli araçta ortalama 500-1.500 adet çip bulunurken, elektrikli araçlarda (EV) bu sayı 3.000-5.000'e, otonom sürüş özellikli araçlarda ise 10.000+ çipe kadar çıkabiliyor.

 

1. Elektrikli Araçlar (EV) ve Çip İhtiyacı

  • Batarya Yönetim Sistemleri (BMS), güç elektroniği ve şarj kontrol üniteleri ekstra çipler gerektiriyor.
  • Elektrikli araçlarda, geleneksel araçlara kıyasla 2-3 kat daha fazla yarı iletken kullanılıyor.
  • Örneğin, Tesla Model 3'te yaklaşık 5.000 çip olduğu tahmin ediliyor.

 

2. Otonom Sürüş (ADAS ve Otonom Araçlar)

  • Seviye 2-3 otonom sürüş özellikli araçlarda (örneğin Tesla Autopilot, GM Super Cruise) 5.000-8.000 çip kullanılıyor.
  • Tam otonom (Seviye 4-5) araçlarda 10.000+ çip gerekebiliyor. Bunun nedeni ise radar ve kamera sistemleri ve yapay zeka işlemcileri  ile veri  işleme ve sensör füzyonu için gereken ekstra güç

3. Hidrojen Yakıt Hücreli Araçlar

  • Hidrojenli araçlar da elektrikli araçlara benzer şekilde 3.000-5.000 çip içeriyor.
  • Yakıt hücresi kontrol ünitesi, batarya yönetim sistemi ve güç dağıtımı için ek yarı iletkenler gerekiyor.

 

Çip üreticileri, otomotiv sektörünün bu ihtiyacını karşılamak için 5nm ve altı yarı iletken teknolojilerine yöneliyor. Kısacası, araç ne kadar "akıllı" ve elektrikliyse, o kadar çok çip gerekiyor. Bu da gelecekte çip tedarikinin otomotiv sektörü için daha da kritik olacağı anlamına geliyor.

 

Advertisement