Elektrikli Araçların Şanzımanı Var mı?

Elektrikli Araçların Şanzımanı Var mı?

Elektrikli Araçların Şanzımanı Var mı?

Otomotiv sektöründe hibrit ve elektrikli araçlar dünyasında yaşanan son dönüşümlere sadece motor teknolojisi ve bataryalar açısından bakmanın yeterli genişlikte bir perspektif vermediğini söylemek gerekiyor. Otomobil markaları tüm yeni modellerde yeni sistemler kullanmak için büyük çaba harcıyor. Konu elektrikli araçlar özeline geldiğinde ise elektrik motorunun getirdiği yeni ögelerin başka bazı sistemleri de dönüştürdüğünü bunun da her alanda yeni çığırlar açtığını gözlemliyoruz.

Şanzıman, bir diğer adıyla vites kutusu, baskı balata (veya kavrama) yolu ile motordan aldığı hareketi istenilen tork değerinde şaft veya diferansiyele iletmekle görevli aktarma organıdır. İçten yanmalı motorlarda, en yüksek güç aktarımını sağlamak için farklı sayıda vites dişli adetlerine sahip şanzıman sistemleri geliştirilmiştir, bu da motor verimini ve motorun tepki verme yeteneğini artırır.

Manuel şanzımanlı bir araçta kullanıcı, vites geçişlerinde debriyaj pedalını ve aracın vites kolunu kullanır. Bu sistem lüks segmentten başlayarak birçok modelde kalktığı için yeni şoförler içinde hayatında debriyaj pedalına basmamış olanların çoğunlukta olduğu rahatlıkla iddia edilebilir. Bu şanzımanlarda en çok 7 vites bulunuyor, bundan 20-25 sene önce bu sayı 4 ila 5 arasında idi. Otomatik şanzımanlı araçlarda ise bu sayı 9’a kadar çıkabiliyor. Motorun gücünü tekerleklere aktarabilmek için mekatronik ünitesi, debriyaj pedalı- baskı balata (manuel viteste), şanzıman ve kavrama (otomatiklerde) gibi birçok parçanın çeşitli görevleri vardır. Yeni teknoloji her yıl bu sistemleri güncellese de bu gelişim sürecinin sonuna gelme ihtimali şu an hiç de düşük görünmüyor.

Yeni teknolojiye sahip elektrikli araçlarla geleneksel içten yanmalı motorlar arasında en önemli ayırd edici farklardan biri güç aktarmada ortaya çıkmaktadır. Elektrikli araçların çoğunda bildiğimiz manada çok vitesli bir şanzıman bloğu yer almıyor. Bunun yerine gelen çözüm, tek vitesli bir düzeneğin elektrik motorunu çalıştırmasıdır. Elektrikli motorlar, içten yanmalı motorlara göre geniş bir devir aralığında sabit tork üretme üstünlüğüne sahiptir. Birçok içten yanmalı motorun uzun yıllar geliştirilerek ulaştığı bu “sabit tork aralığı” verisi elektrikli araç teknolojisinin daha ilk evrelerinde ulaşılmış bir seviyedir.

Elektrikli otomobillerin de şanzımanı aslında vardır ancak karmaşık bir sistem olarak karşımıza çıkmaz, genellikle tek bir vites vardır bu da vites değiştirmeye ihtiyaç göstermez. Buradaki esas üstünlük, elektrikli araçlarda elektrik motorunun, en yüksek hıza çıkmak için anında güç ve tork sağlayarak tekerleklere aktarması ve vites değiştirme mekanizmasına gerek duymamasıdır. İçten yanmalı bir aracın ise belirli hızlara optimum gücü koruyarak ulaşabilmesi için vites değiştirmesi bir zorunluluktur.

Bir bütün olarak bakarsak aktarma organlarında motordan aktarılan güç tekerleklere gelene kadar bir kayba uğrar. Bazı üreticiler bunu kataloglarında belirterek motor gücü ve aktarılan gücü ayrı ayrı yazmaktadır. Bu kaybın yeni model elektrikli araçlarda olmaması sessiz sürüş, performans ve kararlı tork gibi birçok avantajı beraberinde getirmektedir.

Tesla, BYD, Volkswagen ve Mercedes gibi birçok öncü marka tek vitesli bir sistemi kullanmaktadır. Porsche ise elektrikli Taycan’da iki kademeli bir şanzıman kullanarak eski sistemi bir yerde elektrikli araca uyarlamış görünmektedir. Konu tartışma yaratmış ve Porsche bunun üzerine yaptığı açıklamada “bu sistemi verimliliği artırmak ve hem düşük hızdaki ivmelenmeyi hem de en yüksek hızı optimize etmeye yardımcı olmak için kullanıyoruz” şeklinde bir geri bildirim vermiştir. Şanzıman başlı başına teknik bir konu olarak daha uzun süre tartışmaların konusu olacaktır. Bu açıdan şanzımanın ileride tamamen ortadan kalkacağı yönündeki görüşler iddialı görülebilir. En azından şimdilik P / N / D / R kısaltmaları ile bildiğimiz otomatik şanzıman konumları elektrikli araçlarda devam etmektedir.

Vites kutusu gibi karmaşık sistemlerin ortadan kalkması otomobilin sürüş konforuna ve sürüş güvenliğine katkı sağlar. Çok daha sessiz bir yolculuk şansı sağlar. O kadar ki elektrikli ve hibrit araçların sessiz olması güvenlik sorunu yarattığı için bununla ilgili tedbirler devreye alınmıştır. Hibrit araçlar ilk çıktığında bazı valelerin motoru çalıştıramadığını zannedip araç sahibini beklettiği de görülmüştür! Klasik şanzıman sistemi olmayan araçlarda farklı sistemlerle entegrasyon da kolaylaşmış, sürücülerin daha ileri teknolojilerden ve yapay zekâ tarafından geliştirilen akıllı sistemlerden faydalanması da hızlanmıştır.

Elektrikli araçların piyasada oyunun kurallarını değiştirecek derecede artmış ve çeşitlenmiş olmasıyla bakım-onarım ve yedek parça gibi birçok masrafın da yük olmaktan çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır. 

Hızlı bir büyümenin yaşandığı Türkiye şartlarında ise bunu daha önemli bir etken olarak saymak gerekir.  Maalesef otomatik şanzıman değişimi veya şanzıman revizyonu gibi birdenbire ortaya çıkan masraf kalemleri, ülkemizde yasal garantisi dolmuş araçlarda çok büyük sorun teşkil etmektedir.  Şikâyet sitelerinin başlıca konularından biri şanzıman arızaları ve distribütörün veya servisin kimi zaman gecikebilen çözümleridir.  Başlıbaşına bir dert haline gelebilen şanzıman nedeniyle aracını satışa çıkartan çoktur. Yetkili serviste şanzıman değişimi birçok alıcı tarafından araçla ilgili değer kaybına yol açan bir sorun olarak algılanmaktadır. Tamamen yanlış bir düşüncenin ürünü olan bu algının kırılması kolay değildir. İkinci elde geliştirilen uzatılmış garanti sistemleri ve çıkan ikinci el yönetmeliği sayesinde bu konu büyük oranda çözülmüş olmasına rağmen, elektrikli araçların güç aktarma konusunda getirdiği basitlik ve sadelik tüketici açısından bir tercih sebebidir.