Trumponomi Manevraları
ABD'nin yeni gümrük politikalarında geri adım atması, mayıs ayının başından itibaren uluslararası siyaset açısından artık iyiden iyiye göze çarpan en önemli gelişme olarak kabul ediliyor.
Bu gelişmede en çok ekonomik faktörlerin rol aldığı görülüyor. Yüksek gümrüklerin ABD'li tüketicilere veya endüstrilere maliyetinin artması, enflasyonu tetiklemesi veya tedarik zincirlerini aksatması nedeniyle Trump Hükümeti geri adım attı. Ancak bu esnada süren diplomatik görüşmelerin de bu gelişmede etkili olduğu yadsınamaz. Karşılıklı tavizler de bu geri adıma etki etti. Ancak ABD’nin burada süreci tetikleyen politik tavrı geri adım görüntüsünü pekiştirdi. Bir diğer faktör ise Amerikan iç siyaseti olarak okunmalı. ABD'deki farklı sanayii gruplarının, eyaletlerin veya siyasi partilerin baskısı politika değişikliğine yol açmış görünüyor.
Bu ters yönde adımlar ticaret savaşlarının yumuşamasına veya ekonomik belirsizliğin azalmasına katkı sağlarsa, küresel piyasalar ve ihracatçılar için olumlu bir sinyal olarak görülebilir. Ancak, kalıcı bir çözüm için yapıcı diyalog ve uzun vadeli anlaşmalar gerekiyor.
ABD'nin hangi sektörde/üründe gümrükleri revize ettiğine bağlı olarak da etkiler değişiyor. Örneğin, Çin'e yönelik teknoloji vergilerinde esneklik, yarı iletken krizini hafifletebilirken, Avrupa'yla çelik-alüminyum anlaşmazlığındaki adımlar kıtalararası ilişkileri iyileştirebilir.
ABD'nin bu hamleyi yaparken bazı önemli başlıkları gözardı ettiği anlaşılıyor. Kuzey Amerika’da Meksika ve Kanada ile yapılan üretim iş birlikleri gibi. Ara malı ve yan sanayii birbirine çok bağlı ama onlara da aynı gümrükler uygulandı.
ABD'nin tek taraflı gümrük politikalarını tasarlarken NAFTA'nın ardılı USMCA (Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması) gibi bölgesel entegrasyonları ve üretim zincirlerinin derin bağlantılarını yeterince hesaba katmaması, ciddi bir stratejik açık gibi görünüyor. "Üçlü Üretim Ağı"nın doğası gereği ABD, Kanada ve Meksika, özellikle otomotiv, elektronik ve tarım sektörlerinde birbirine bağımlı ara malı ticareti yapıyor. Örneğin, bir Amerikan otomobilinin %40'ı Meksika/Kanada menşeli parçalardan oluşabiliyor. Gümrük artışları, bu entegre tedarik zincirlerini bozarak üretim maliyetlerini yükseltti ve nihai ürün fiyatlarını yukarı doğru tetikledi. Bu da enflasyonist baskı yarattı.
ABD, 2020'de USMCA'yı "yerli üretimi korumak" için revize etti. Ancak şimdi aynı ülkeleri hedef alan gümrükler, anlaşmanın arz güvenliği ve rekabet avantajı ilkeleriyle çelişiyor. Çelik/alüminyum gümrükleri, Kanada/Meksika'dan gelen ara mallarını da vurursa, ABD'li otomotiv üreticileri (örneğin Tesla veya GM) üretimde darboğaza girebilir. Meksika'nın "Atlama Taşı" rolü nedeniyle ABD'nin Çin'e uyguladığı gümrükler birçok şirketin, "nearshoring" (üretimi Meksika'ya kaydırma) stratejisini benimsemesine yol açtı. Ancak Meksika'dan ABD'ye yapılan ihracata da vergi gelirse Meksika ekonomisi zarar göreceği için ABD'nin bölgesel iş birliği hedefleri sekteye uğrayabilir bunun yanında Çin yerine Meksika'dan gelen birçok ürünün de pahalılaşması, enflasyonu düşürme çabalarını baltalayabilir.
Konu bunlarla da bitmiyor çünkü bazı kararlar tehir edildiği için tüm ülkeler misilleme adımlarını atmış değil. Kanada ve Meksika, bu kapsamda tarım ürünlerine vergi koyarsa özellikle Texas, Michigan gibi eyaletlerdeki çiftçi ve sanayiciler zora gireceği için ABD’de iç siyasi tepkiler ortaya çıkabilir. Taraflar arasında yaşanacak güven erozyonu, anlaşmanın yeniden müzakere edilmesi taleplerine neden olabilir
Sonuç olarak kısa vadede: Üretim kesintileri ve enflasyon riski artarken uzun vadede: Kuzey Amerika'nın Çin'e karşı küresel rekabet gücü zayıflayabilir. ABD'nin "koruma amaçlı" gümrüklerinin, aslında kendi sanayisini yaralama ihtimali var.
Öte yandan yarı iletkenler (çipler), modern ekonominin "petrolü" haline geldi ve ABD'nin gümrük politikaları bu stratejik sektörü doğrudan etkiliyor. ABD "CHIPS Yasası" ile bu konuda hamle yaptı ve Çin'in teknoloji yükselişini engellemek ve kendi üretimini artırmak için çip ihracat kısıtlamaları getirdi (örneğin, NVIDIA'nın yüksek performanslı çiplerini Çin'e satışı yasaklandı). CHIPS ve Bilim Yasası ile yerli üretime 52 milyar $ sübvansiyon verdi (Intel, TSMC, Samsung gibi şirketler Arizona/Teksas'ta fabrika kuruyor).
Ancak ABD’nin, ara çip üretiminde hâlâ Tayvan (TSMC) ve Güney Kore'ye (Samsung) bağımlı olması sorun olarak orta yerde duruyor.
Göründüğü kadarıyla bu konuda daha birçok senaryo yazılıyor ve konunun ne kadar karmaşık olduğu her analizde başka bir şekilde kendini gösteriyor. Amerikan hükümetinin gümrük vergileri konusunu tekrar ele alarak çok daha farklı bir politika benimsemesi gerektiği düşünülüyor.