Mercedes Efsane Modellerini Bırakmıyor
Otomobil markaları teknolojik yeniliklerin, yeni yakıt ve yeni sistemlerin yanı sıra farklı ve rakip markalarla iş birlikleri, birleşmeler, tasarım haberleri ve yeni araç lansmanları ile her zaman gündemde kalmayı başarabiliyor.
Son yıllarda tüketicinin en çok şaşırdığı veya uyum sağlamak için çaba gösterdiği konulardan biri de iyice karmaşık hale gelen model isimleri. Eskiden her modelin her segmentte 1 veya en çok 2 temsilcisi varken şimi bunlara crossover kasasından hibritine veya uzun versiyonuna kadar birçok seçenek eklendi. Yetmedi, bir de elektrikli versiyonlar da çıkınca markalar bu yenilenen otomotiv evreninde bazen yeni model isimleri veya serileri buldu bazen de eski model isimlerine E-tech veya EV gibi ekler getirip modelin devam ettiğini vurgulamaya çalıştı.
Mercedes de EQ Serisi ile başladığı elektrikli araç isimlendirme politikasında elektrikli ve içten yanmalı motorlarını tüketici gözünde farklılaştırma amacı güdüyordu. Ancak Mercedes aşağıda anlatacağımız sebeplerle bu konuda farklı bir yola giderek rakibi Audi’nin yaptığı hamleye benzeyen bir kararla elektrikli araç modellerinde de bilinen prestijli model isimlerine dönmeyi tercih etti.
Mercedes CEO’su Mercedes G Serisindeki 580 EQ Technology modeliyle bu geçiş işleminin başladığını bildirerek bu haberi doğruladı. Källenius önümüzdeki yıllarda tüm elektrikli modellerin klasik serilerinin içine dahil edileceğini de ekledi. Mercedes’in tepesindeki en yetkili isim böylece elektrikli araçları ayrı bir model olarak otomobil pazarına sunma planı yerine mevcut modellerle birleştirme ve kaynaştırmayı planladıkları bilgisini vermiş oldu. Bu kararın ortaya çıkmasında Mercedes’in ikonikleşmiş modellerinin otomotiv tarihindeki isimlerini ve Mercedes’in marka imajını korumanın ve geleceğe aktarma motivasyonu da etkili oldu. Mercedes yetkilileri, “Elektriğe geçilmiştir diyerek, yıllardır prestijin simgesi olan efsane S-Serisi’nden vazgeçmek mantıklı değil.” diyerek bu değişikliğin temel dinamiğini de vurgulamış oldular. Mercedes bu vesileyle markanın geçmişine ve geleneksel değerlerine verdiği önemi bir kez daha özümsetme ve paylaşma fırsatını da yakalamış oldu.
Peki bu değişiklik niçin yapıldı, hangi sebepler etkili oldu?
Markanın ciddi ve ağır “ağabey” kabul edilen benzinli ve dizel motorlu modelleri ile elektrikli araçları ayırmak en başta elektrikliye geçişi vurgulamak için elzem görülmüştü. Bu nedenle 2016 yılında EQ ismi seçilmişti. "EQ"yu ayrı bir model serisi olarak öne sürmek tüketici gözünde yeni teknolojiye verilen önemin bir göstergesi olarak kabul edileceğinden marka imajına pozitif yansıyacağı düşünülüyordu. Tüm elektrikli modellere taşınan bu modelde başarılı hamleler yapıldı.
Ancak bazen basit ve başarılı çözümlerin uzun vadede ortaya çıkan ve hiç hesap edilememiş komplikasyonları olduğunu da unutmamak gerek. Nitekim tüketici gözünde bazı soru işaretleri oluşmaya başladı. EQA, EQB, EQC, EQE, EQE SUV, EQS, EQS SUV, EQV ve EQT gibi model isimleri arttıkça arttı. Fonetiği ve bagaj kapağındaki görüntüsü itibarı ile birbirine benzeyen ve giderek artan bu model isimleri tüketici gözünde çok karışıktı. O kadar ki eskiden hangi model isminin hangi sınıfta ve neyi vadettiğinin bilen Mercedes müşterisi bunları takip edemez oldu.
Mercedes Türkiye sayfasına girip bakılınca da benzer durumu gözlemlemek mümkün. Mercedes Binek Araçlar Fiyat Listesinde gitgide uzayan model isimlerini görüyoruz. Mercedes alıcıları ve